Ergin İnan imzali, kağıt ürezi Rapido iki adet tablo. Ebat 32x24cm.
Share
Ask a question
Ask a question
lk ve orta öğrenimini Malatya’da tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne 1963 yılında kaydını yaptırdıysa da bir yıl sonra 1964 yılında şimdiki adıyla Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi olan İstanbul Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu Resim Bölümü’ nün yetenek sınavlarını kazanarak resim öğrenimine başladı. Kral Schlamminger ve Helmut Hungerberg’in öğrencisi oldu. 1968 yılında mezun olduğu okula açılan asistanlık sınavını kazanarak ve Helmut Hungerberg’ in asistanı olarak göreve başladı. 1969 yılında burslu olarak gittiği Salzburg Yaz Akademisi’nde Prof. Emilio Vedova ile resim çalıştı. Batı Almanya Hükûmeti’nin "Alman Akademik Öğrenci Değişimi" bursunu 1970 yılında kazanan sanatçı, üç yıl boyunca Münih Güzel Sanatlar Akademisi’nde Prof. Rudi Tröger ve Prof. Max Zimmerman ile resim, özgünbaskı alanında çalışmalar yaptı. Bu arada paris, Venedik, Verona, Mantova ve Floransa’da bulunan Müzelerde incelemelerde bulunan Ergin İnan, "Baskıresim Teknikleri" adlı teziyle, mezun olduğu okula 1975 yılında öğretim görevlisi olarak atandı.
1982 yılında öğretim üyesi olarak görev aldığı Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi resim Bölümü’ne 1985 yılında profesör olarak atandı.
On beş yıl boyunca aksatmadan katıldığı Küstausstellung - Wasserburg am inn Germany sergilerine süresiz katılım şansını 1972 yılında jüri seçimiyle yakalayan sanatçı, 1985 - 86 yıllarında Berlin Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’nda konuk profesör olarak desen dersleri verdi.
"T.C. Cumhurbaşkanlığı Yeni Binası, İç Mekanları, Sanatsal Değerlendirme Projesi" kapsamında Resepsiyon Salonu duvarına "Yazıt" adlı yapıtını 1990 yılında gerçekleştiren sanatçı, Varoluşla yok oluş arasındaki metafizik anlamı ve yaşam ile gerçeklik karşısında insanoğlunun tavrını ruhunda ve beyninde şekillendirerek dışa vurduğu gerçeküstü ve fantastik yapıtlarında Asya,Avrupa ve Anadolu kültürlerinden edindiği birikimi sentezleyerek, kendine özgü bir yorumla irdeliyor. İnsan figürleri, böcekler, kelebekler, sürüngenler, gözyaşı damlaları, yapraklar, gibi nesneler ve yazıyla bütünleştirdiği kompozisyonları, felsefe oluşturacak bir temel üzerinde betimlenerek, ikonografik ve kültürel imgeler arasında kurulan görsel, simgesel ve mistik ilişkileri yansıtıyor.[2]